Sağlık, toplumsal bir sorumluluk olduğu kadar bireysel bir yükümlülüktür. Türkiye'de bebeklerin sağlıklarının korunması amacıyla uygulanan birçok projenin yanında, topuk kanı işlemleri de önemli bir yer tutmaktadır. Bu işlemler sayesinde çeşitli genetik hastalıkların erken teşhis edilmesi ve önlenmesi mümkün olmaktadır. Ancak, son günlerde gündeme gelen bir olay, bu yükümlülüğün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Anadolu'da yaşayan bir aile, bebeklerinden topuk kanı aldırmamaları sebebiyle yasal yaptırımlarla karşı karşıya kalma riskiyle yüzleşiyor.
Topuk kanı, yenidoğan bebeklerden alınan küçük bir kan örneğidir. Bu işlem, genellikle bebek 48-72 saatlikken yapılır. Topuk kanı testi, Türkiye'de zorunlu bir uygulamadır ve özellikle fenilketonürü, hemoglobinopatiler ve değişik metabolik hastalıklar gibi birçok genetik bozukluğun erken teşhis edilmesine olanak tanır. Bu testler, obyektif bir muayene olmaksızın gizli kalabilecek hastalıkların tespit edilmesi açısından hayat kurtarıcı olabilir. Bebeklerin sağlığı için kritik öneme sahip olan bu testin ihmal edilmesi, ileride telafisi zor sağlık sorunlarına yol açabilir.
Olay, bir ailenin bebeklerinin sağlık kontrollerini yaptırmaktan çekinmesi ile patlak verdi. Aile, gerekçe göstermeksizin bebeklerinden topuk kanı aldırma işlemini reddetti. Bu durumu gözlemleyen sağlık kuruluşları durumu yetkililere bildirdi. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, bu gibi durumların toplum sağlığını tehdit ettiğine dikkat çekildi ve aile hakkında para cezası talep edildi. Sağlık otoriteleri, "Bebeklerin sağlığına yönelik yapılacak bu tür ihmal ve dikkatsizlikler sorumsuzluktur" diyerek durumu eleştirdi. Ailenin karşı karşıya kaldığı ceza, hem maddi hem de manevi sonuçlar doğuracak bir süreçle işaret ediyor.
Birçok ebeveyn, bebeklerinin sağlıkları konusunda ne kadar dikkatli olursa olsun, bazı doktorların önerilerini geri çevirmekte. Ancak, bu durumun sonuçları oldukça ağır olabilir. Sağlık profesyonelleri, ailelere topuk kanı testinin önemini ve nasıl yapılması gerektiğini anlatmak için çalışmalar yapmaktadır. Dolayısıyla, bu gibi durumların yaşanmaması adına etkili iletişim yöntemlerinin geliştirilmesi gerektiği aşikar. Sağlık bakanlığı, ailelere bilgilendirme yaparak, hem toplumda hem de bireylerde farkındalık oluşturma amacı gütmektedir.
Ektirildiği her süreçte açıkça görülen, bebek sağlığının ülkenin geleceği olduğu gerçeğini unutmamak gerek. Şimdi aile, ödenecek cezanın yanı sıra toplumsal anlamda da mahcup bir durumla karşı karşıya kalabilir. Dört gözle beklenen bebekler için yapılması gerekenler, sağlığın korunması adına göz ardı edilmemelidir. Bu tür olayların, hem bireysel hem de toplumsal bilinci yükseltmesi dileğiyle, ebeveynlerin sağlık konularında daha dikkatli olmaları ve uzman tavsiyelerini dikkate almaları büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, bebeklerden topuk kanı aldırmamak, gelecekte bir dizi sağlık sorununu da beraberinde getirebilecek bir ihmal olarak kayıtlara geçmiştir. Aile, yaşadıkları bu olayı, hem bireysel bir deneyim olarak, hem de diğer ailelere bir ders niteliğinde değerlendirerek, ileride böyle bir duruma düşmemeleri adına çok çalışmalıdır. Bebeklerin sağlığını korumak hükûmet ve ebeveynler olarak hepimizin sorumluluğundadır. Öncelikle doğru bilgilendirme ile başlayacak bu süreçte, her birimizin üzerine düşen görevleri yerine getirmesi kaçınılmazdır. Toplum sağlığını etkileyecek bu tür olayların önüne geçmek için hep birlikte bilinçli ebeveynler olmalıyız.