İçinde bulunduğumuz 2023 yılı, dünya genelinde pek çok çatışmaya ve insani krize sahne oldu. Ancak hiç kuşkusuz ki Gazze, savaşın en yoğun hissettirildiği yerlerden biri hâline geldi. Burada yaşayan halk, sadece bombalarla değil, aynı zamanda temel sağlık hizmetlerinin eksikliğiyle de mücadele etmek zorunda kalıyor. Son dönemde Gazze'deki ilaç ihtiyacının görülmemiş seviyelere ulaşması, bölgedeki yaşamı tehdit eden bir acil durum haline gelmiş durumda. Bu durum, hem yerel halkın hem de uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmeyi başardı.
Gazze’deki sağlık sistemi, yıllardır süregelen ambargo ve savaşlarla ciddi bir darbe aldı. Sağlık kuruluşlarının yetkisiz bir şekilde tedarik edemediği ilaçlar, hastanelerde tedavi gören hasta sayısını artırıyor. Bugün Gazze'de her beş aileden biri, ciddi bir sağlık sorunu ile karşı karşıya. Özellikle onkoloji ve çocuk hastalıkları gibi uzmanlık gerektiren alanlarda tedavi ihtiyaçları karşılanamıyor. Medikal malzeme eksikliği, doktorların hastaları tedavi etme yeteneğini zayıflatıyor ve bu da bulunduğumuz durumu daha da kötüleştiriyor.
Ücretsiz sağlık hizmetlerinin çoğunluğunun sağlandığı devlet hastaneleri, artık fazlasıyla tıkanmış durumda. Uzman doktor sayısının yetersiz olması nedeniyle hastalar uzun süredir randevu almayı bekliyor. Tüm bu koşullar, Gazze’de tedavi olmayı bekleyen hastalar için zamanla yarışa dönüşüyor. Örneğin, kanser hastaları ilaç bulamamakta, ameliyat için bekleyen hastalar ise gereksinim duydukları malzemelerin yokluğundan dolayı hayatlarını riske atıyor. Bütün bu sorunlar, bölgedeki sağlık sisteminin çöküşünü arka plana iten büyük bir insani kriz oluşturuyor.
Sivil toplum kuruluşları ve insani yardım organizasyonları, Gazze'deki sağlık krizine dikkat çekmek için çeşitli kampanyalar düzenliyor. Dünya genelinde artan protesto ve yardım çağrıları, sorunun uluslararası boyutta ele alınması gerektiğini gösteriyor. Birçok ülke ve kurum, bölgeye insani yardımlarda bulunmak üzere harekete geçti. Ancak, bu yardımların çoğu, ambargolar ve güvenlik kaygıları nedeniyle bölgeye ulaşmakta zorlanıyor. Ne yazık ki, bu durumu sürekli olarak yaratan siyasi ve sosyal dinamikler, çözüm yollarını da engelliyor.
Özellikle ilaç ve tıbbi malzemeler konusunda yaşanan kriz, acil bir çözüm gerektirmektedir. Uluslararası sağlık kuruluşları, Gazze’deki sağlık sisteminin yeniden canlanması için neler yapılabileceği konusunda önerilerde bulunuyor. Yetkililer, barışçı bir çözüm için siyasi iradenin ortaya konulması gerektiğini ve bu sayede halkın temel sağlık ihtiyaçlarının karşılanacağı bir ortamın oluşturulabileceğini vurguluyor.
Sonuç olarak, Gazze’deki ilaç ihtiyacının karşılanmaması, artık sadece bölgesel değil, uluslararası bir mesele haline gelmiş durumda. Hastaların acil ihtiyaçlarının göz ardı edilmemesi, insanlık adına önemli bir sorumluluktur. İnsani yardımların ve sağlık hizmetlerinin sekteye uğramadan devam etmesi için gerekli adımlar atılmalıdır. Aksi halde, "denizde bir damla" gibi kaybolan hayatlar, her geçen gün artmaya devam edecektir.